3 Temmuz 2014 Perşembe

Peki ama neden Belgrad'a geldiniz...

Evet evet Belgrad'da tanıştığımız tüm taksici, garson ve çeşitli yeni insanların bizim Türk olduğumuzu öğrenince ehh siz zaten 600 yıl burayı yönettiniz, sizindi buralar şimdi naapmaya geldiniz gibi sordukları soru buydu:)vize yok dostlar, bir görelim dedik:)Vallahi Belgrad'i özetlersem kendinizi az paranızla bile zengin hissetmek istiyorsanız gidin hala EUR kullanmayan bu diyarda hesap gelince 20-30 adt banknotu koyarak hesapları ödeyin:)
Simdi baslayalim yeni görülesi desarj olacak yerlere. Favorim olan Zemun..Tuna nehrinin kenarında eskiden sehire uzak sayfiye yeri iken simdi Belgrad'ın icinde kabul edilen kasaba. Burda da su var, nehir kenarında yesillik var birden gözler mangal yapmaya calisan Turkleri aramiyor değil:) Yer mekan onerim yok ama sonuna lunapark'a dogru yuruyun boyle pub tarzı, ruzgar güllerinin asili olduğu oldugu yeri gorursunuz mutlaka:) Cok guzel güneş batiriliyor, gunesi batirin burada:)


Diceksiniz ki turistik yazı olmus bu, yok yok yeni seyler var burada, bu sehirde...Savastan cıkmıs ozgurlugune kavusmus bir sehirin toparlanmasını görün. Bizim Macka parkinda kendi küçük cumhuriyetimizle yarattığımız çimlere yayılma ve içme muhabbetini şehrin ana parkı Kalemegdan'da elinizde biranız, yanınızda mutlaka müzik yapan kafası iyi bir grupla deneyimleyin. 

Skadarska caddesine gidip, Sesir Moj'da bir Balkan gecesi geçirip Balkan türkülerini ayakta sarkı söyleyen masa masa dolaşan müzisyenler Sırpça söylerken, siz Türkçe söyleyin ve gözlerinizle anlaşıp ortak geçmişe dalın:) Shakespeare'in to be or not to be'sini "to drink or not to drink" at Skadarska olarak çeviren tiyatrocu arkadaşlarla tanışın:)

Ve son olarak yapay olan Ciganlija adasında ayakkabilari cikarip koltuğunuzda birseyler yudumlarken sevdiğiniz dostlarla hem güneşlenin, hem de keyif yapın:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder