Kaldigimiz
yerden devam ediyoruz...Simdi sirada eskilerden kalma ruhu yasatan kafelerimiz
var:)
1. Sırada benim kaldigim Michalska caddesine de cok yakin
olan ana cadde Narodni üzerinde olan “Cafe Louvre” yer aliyor.
|
Cafe Louvre'dan bir kesit |
O eski
bohem havayi resmen korumuslar. Bana Viyana’daki yerleri hatirlatti ki zaten
ordan kalma cok sey var.Einsten’i agirlamis zamaninda. Eski bir salon ve yeni
modern tatlarin birlesimi gibi bir yer. Spritz (en sevdigim Italyan kokteyli)
bile var menu’de. Fiyatlar tabiki yuksek ama gidip havayi koklamak lazim. O
eski yuksek tavanlar, kucuk masalar,
bilardo oynanan arkada ayrilmis özel bolmeler gorulmeli.
|
Cafe Louvre |
2. cafemiz Michalska’nin paralelinde bulunan Kafka’nin cok takildigi “Cafe
Montmarte”. İcerisi bildiginiz 1940li yillardan kalma ve o havayi
koklayabiliyorsunuz. Tahmin edersiniz ki ana icki yine biraJ Duvarlarda birsuru eski fotograf var, mekanin
tarihine girebiliyorsunuz fotolara bakarak:)
|
Cafe Montmarte |
3. Cafemiz
ise “Cafe Slavia”. Bu cafe Narodni caddesinin bitiminde, Most Legii koprusunun
hemen kosesinde. İceride piyano caliyor ve nehir kenarina seyire daliyorsunuz
piyano esliginde. İcerisi genis
sikilmiyorsunuz ve bir zamanlar Nazim Hikmet’in burada takildigini
dusunerek daliyorsunuz gecmise...
4.
Cafemiz ise “Grand Cafe Orient”. Dunyanin en onemli kubist binalarindan birinde
bulunuyor bu cafe. Alt kati bildiginiz turistik bir hal almis ama ust kat eski
ruhu koruyor.
|
Grand Cafe Orient |
Simdi gelelim hani o eski
birahane yemek kulturunu nerede bulabilirim diyenlere. Ben her bloga yazan ve
cok turistik olan “U Fleku” ‘yu onermiyorum. Benimki yine ayni ayarda olan “U
Medudkei. O eski caglardan kalma et yemekleri ve birahane kulturu burda da var. Gece Saat 12’de kapaniyor bilginize.
|
U Medudkei |
|
U Medudkei, bir et yemegi... |
Simdi
gelelim tek tek mekan onerilerine:) Benim en en sevdigim yer olan, Charles bridge ve kugu
manzarasina sahip “Conlonianal”... Bohemlikten ve samimilikten catlayabilir.
Bu cafe, hemen Kafka Museum’dan cikinca sag asagida kaliyor nehir
kenarinda. Chill out caliyor ve sadece bir bar var. Acik hava’da senzlong gibi
sandalyelerde manzara keyfini sonsuz yasiyorsunuz hem de lokal genclerle
beraber. Kısın icerisi de varmis . Tabiki yine bira basrollerde bu mekanda da:)
Bu arada atlamayim Kafka Museum’um bahcesinde iki tane iseyen robotik heykeller gorulmelikJ
|
Kafka Museum Bahcesi |
Eger muse meraklisi iseniz o
zaman bence gelin cocuklugunuza geri donun ve kale’nin altindaki “Toy Museum”a
girin. Giris 2 Eur filan zaten. Ama bildiginiz o cocuklugunuzun gectigi
Barbie’lerin evrimlesmesi, eskiden insanlarin neyle oynadigi ve Noel agacinin tarihini ogreniyorsunuz. Biz
arkadasimla costuk burada o barbie’leri ve minyatur evleri gordukce:)
Simdi gelelim az ve oz onerilere.
Dancing House kadar sıradan birseyi buraya yazmiyorum, gidip gordum ve sifir
etkilenme. Ama tam onun hizasındaki kopruden karsiya gecince Prague 5 civarlarına geliyorsunuz ve orada
“la Terrassa” adlı yerde birseyler iciyorsunuz. Alt kat Michelinli bir lokanta,
yukarıda biraz pahali da olsa sadece bir
drinkle takilabilirsiniz. Tam nehrin asagi dogru akis yaptigi yeri ve Charles
Bridge, nehir manzarasini doya doya izleyebileceginiz bir yer...
|
La Terrassa ust kat |
|
La Terrassadan manzara |
Simdi tatli zamani...Prag'da yasayan bir arkadasimin önerisiyle gittigim Cafe-Cafe tatlilari konusunda gayet basarili bir Brasserie diyebiliriz. Tam bir Fransiz havasi hakim bu cafede:) Rytirsak caddesi uzerinde, yani Mustek metro istasyonu cikisinin oralarda hemen. Acik pazarın hemen bir paraleli diyebiliriz. Ogle yemeginde bayagi business takilan yerli halki da gorebiliyorsunuz:)
|
Cafe-cafe iceriden bir goruntu |
|
Cafe-cafe tatlilari |
Simdi gelelim Absinth barlara..Berlin'de gittigimden cok daha farkli tarzda Prag'da gittiklerim. Bir kere icerisi bildiginiz bar gibi, bayagi yuksek sesli muzik var. Ama cesit cesit absinth kokteylleri, shotlari herseyi var. Biz shot ictik ve agir geldi. Absinth mojito guzele benziyordu bu arada.
|
Absinth bar 1 |
|
Absinth dedigin ates alir fotosu |
Ve simdi yaziyi bitirmek üzereyken son bir oneri. Petrin Gardens'a teleferikle cikip cennet bahcesini mutlaka gorun hatta ilk kırmızı yaprakli yerde fotograf cektirin benim gibi:)
Ben seni sevdim Praha, Prague, Praga, Prag... Benim enerjimi yeniledin, eskiyi tarihi yasattin sokaklarinda. Gidip gorun bence havalar cok sogumadan:) Ozge'den Prag selamlari olsun....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder